Bir satranç tahtasına bakmak, bazen sonsuz olasılıkları izlemek gibidir. En sevdiğim dizilerden biri olan Person of Interest’te, satrancın bu yönünü harika bir şekilde anlatan bir sahne var:
“Her olası hamle farklı bir oyunu temsil eder. Daha iyi bir hamle yapacağın farklı bir evreni. İkinci hamleyle birlikte 72,084 olası oyun vardır. Üçüncüden sonra 9 milyon. Dördüncüden sonra 318 milyar. Dünya üzerinde bulunan atom sayısından daha fazla sayıda olası satranç oyunu vardır. İlk hamle korkutucu olabilir; çünkü oyunun sonuna en uzak olduğun noktadır. Ama bu aynı zamanda, bir hata yaparsan neredeyse sonsuz sayıda çözüm yolu olduğu anlamına gelir. Sadece rahatlamalı ve oynamalısın.”
Bu sözler, satranç tahtasında yalnızca taşların değil, sonsuz bir hikâyenin de hareket ettiğini hatırlatıyor. Ancak bazen, o sonsuz olasılıklar bir hata ile daralır. Singapur’daki Dünya Şampiyonası finalinde Ding Liren’in yaşadığı tam da buydu.
Finalin iki oyuncusu, farklı yolculuklardan gelmişti. 18 yaşındaki Hintli büyükusta Dommaraju Gukesh, adaylar turnuvasını kazanarak finale ulaşmıştı. Son dönemdeki formuyla dikkat çeken Gukesh, Hint satrancının yükselen yüzüydü. Oyunlarına kattığı sakinlik ve kararlılıkla, tahtada izleyenlere hayranlık uyandırıyordu. Rakibi son dünya şampiyonu Ding Liren ise dünya satrancının en sevilen isimlerinden biriydi. Sessiz, kibar, zarif… Ancak dünya şampiyonu olduktan sonra turnuvalarda bir türlü dikiş tutturamamış, performansında inişler yaşamıştı. Gukesh, bu maça büyük bir favori olarak geliyordu. Ancak belki de çoğu kişiyi şaşırtacak şekilde Ding Liren, ilk oyunu kazandı ve tahtada eski gücünü yeniden göstermeyi başardı. Akabinde 3üncü ve 11inci oyunlar Gukesh’in, 12inci oyun ise Ding Liren’in oldu.
7,5 puana ulaşanın kazanacağı maçta, 13 oyunluk uzun bir seriden sonra durum hâlâ eşitti (6,5 – 6,5). Son oyun öncesi herkes, 14. oyunun da berabere biteceğini ve maçın daha hızlı bir tempoya (uzatmalara) taşınacağını düşünüyordu. Ama Ding, tam bu noktada hiç beklenmedik şekilde çok büyük bir hata (blunder) yaptı. Bu, toparlanmasına izin vermeyen bir hataydı. Gukesh, bu fırsatı sakin bir şekilde değerlendirdi. Genç büyükusta, tahtada oluşan avantajı ustalıkla kazanca çevirdi ve skoru 7,5 – 6,5 yaparak tarihin en genç Dünya Şampiyonu oldu.
Bu zafer, sadece Gukesh’in kariyerinde değil, Hint satrancının tarihinde de önemli bir dönüm noktası. Vishy Anand’ın dünya şampiyonluğundan sonra Hint satrancında başlayan yükseliş, şimdi Gukesh ile yeni bir seviyeye taşındı. Ding’in şampiyonluğu Çin satrancını nasıl taçlandırdıysa, Gukesh’in zaferi de Hint satrancını küresel bir güç olarak yeniden sahneye çıkardı.
Finalin ardından oyun sona erdi, taşlar yerine oturdu. Ancak bu maç, yalnızca bir kazanan ve kaybedeni belirlemekten fazlasını ifade ediyordu. Ding için zor bir yenilgi, Gukesh içinse büyük bir başarıydı. Ama her ikisi de bu maçla hikâyelerine yeni bir sayfa ekledi. Bakalım, bu yeni sayfalar ve yolculuklar bizlere daha neler gösterecek…